
Punctum #2: Yusuf Sevinçli
Tourmaline adlı bu seri, yabanıl bir manzarada ortaya çıkan gerçek-dışı ve poetik hisse odaklanıyor.
Malum hayat kısa, kuşlar uçuyor. Gündem denilen şeyde kitap ve fikir ve kültür açısından neler oluyor, burada kaydını tutmaya çalışacağız. Bir nevi not defteri gibi. Malumatlarınızı info@postdergi.com’a gönderebilirsiniz.
Tourmaline adlı bu seri, yabanıl bir manzarada ortaya çıkan gerçek-dışı ve poetik hisse odaklanıyor.
Ulus Baker’e adadığımız dördüncü dosyamız yayında. İyi okumalar.
Tansu Açık, Ulus Baker’in Ankara yıllarını bir dostun tanıklığıyla anlatıyor. Baker’in yakın zamanda yayınlanan son kitabının editörlerine ise sert bir eleştiri getiriyor.
Bilge Demirtaş ve Can Gündüz, Ulus Baker’in ölümünden bir yıl sonra, 2008’de düzenlenmeye başlanan ‘Ulus Baker Buluşmaları’nın ilki kapsamında hazırladıkları sunumları Post. Dergi için yazıya döktü.
Ahmet Gürata, ‘imajlar çağında’ yaşanan dijital, toplumsal ve siyasal dönüşümü dikkate alarak, Ulus Baker’in ‘imajlarla düşünme’ çağrısını güncellemek adına iki şerh öne sürüyor.
Ortak bir mekan kurma, bu mekanda yer alacak özneleri ve nesneleri tanımlama etkinliği olarak sanat, kökensel travma anlatılarından ve ‘şimdi’nin teolojisinden kopartılıp radikal bir politika oluşturabilir mi?
Teorinin yerinde saydığı, pratiğin de seyreldiği bugünlerde bir motto ya da slogan olabilir bu.
Ali Akay, Sovyet sinemasından ‘Yeni Dalga’ ve Alman Ekspresyonizmine, yapısalcılıktan Seza Paker’in ‘Plan 1 ve Plan 2’ adlı çalışmasına uzanan bir hatta montaj düşünceyi inceliyor.
Engin Sustam, Baker’e dair minör ve parçalı bir okumaya girişiyor ve Baker’in sosyolojide minör bir hattı takip eden politik bakışının bugün nasıl tekrar işler hale getirilebileceğini sorguluyor.
Ulus Baker’in duygular sosyolojisi, modern bilincin kurguladığı evrendeki farklılıklar ve benzeşmelerden türeyen “ben” ve “öteki” ayrımlarının ortadan kalktığı, paylaşımsal olan ‘imajların demokratizasyonu’ndadır. İmajlar, yaşanılan dünyanın sınırlarını genişletirler.