
Gezi’den Koronavirüse İki Görme Fenomeni
Bulunduğumuz çağın koşulları içinde pandemi sürecinin yaşattığı güçlü deneyimler kolektif algıda başlayan heyelanı ileriye taşıma fırsatı sunuyor.
Bu bölümde, güncel kitap eleştirilerinin dışında kalan, bir ‘fikir’ üzerinden ilerleyen yazılara yer vereceğiz.
Bulunduğumuz çağın koşulları içinde pandemi sürecinin yaşattığı güçlü deneyimler kolektif algıda başlayan heyelanı ileriye taşıma fırsatı sunuyor.
Bilge Demirtaş ve Can Gündüz, Ulus Baker’in ölümünden bir yıl sonra, 2008’de düzenlenmeye başlanan ‘Ulus Baker Buluşmaları’nın ilki kapsamında hazırladıkları sunumları Post. Dergi için yazıya döktü.
Ortak bir mekan kurma, bu mekanda yer alacak özneleri ve nesneleri tanımlama etkinliği olarak sanat, kökensel travma anlatılarından ve ‘şimdi’nin teolojisinden kopartılıp radikal bir politika oluşturabilir mi?
Ali Akay, Sovyet sinemasından ‘Yeni Dalga’ ve Alman Ekspresyonizmine, yapısalcılıktan Seza Paker’in ‘Plan 1 ve Plan 2’ adlı çalışmasına uzanan bir hatta montaj düşünceyi inceliyor.
Engin Sustam, Baker’e dair minör ve parçalı bir okumaya girişiyor ve Baker’in sosyolojide minör bir hattı takip eden politik bakışının bugün nasıl tekrar işler hale getirilebileceğini sorguluyor.
Dila Keleş, Ulus Baker’in ‘kanaat toplumları’ kavramından yola çıkarak, kanaat üretmenin, edinmenin ve ifade etmenin imkansızlık sınırına vardığı günümüzde imajların ‘gücünü’ sorguluyor.
Aslında biz, iki ayna arasına konulmuş nesneyizdir ‘Kalpazanlar’da. İşte size edebiyatta temsil krizi!
Sevim Burak belki de her şeyden çok kendi benliğinin azınlığıdır ve bu azınlığa doğru yürümektedir.
İddialı bir sözle başlayalım. Epeydir bir rock yıldızı olarak bilinen Nobelli şarkıcı/şarkı sözü yazarı Bob Dylan son birkaç albümdür kendini Amerikan Edebiyatı kurumunun aslî bir üyesi olarak konumlandıran bir şair artık. Son albümü bu konumlandırmanın en belirgin göstergelerinden biri. Söz konusu konumlanışı nereden anlıyoruz? Elbette şarkılarındaki göndermelerden ve Amerikan kanonunun geçmiş temsilcileriyle giriştiği hesaplaşmadan. Bu […]
İhsan ve Mümtaz’ın “maziye bağlı âti” görüşüne karşın Suat, “maziyi yok sayan âti” düşüncesine bağlıdır. Suat, yeni bir dünya düzeni yaratmak için öncelikle “yeni bir insan” yaratılması gerektiğini iddia eder.